Otomasyonun artışı ile insan
gücündeki yetkinlik gereksinimlerinin değişeceği; basit, tekrarlı işler yapan
bazı görevlerin yok olacağı, ancak bunlar yerine veriyi analitik şekilde
değerlendirebilen ve gerçek zamanlı olarak sisteme müdahale edebilecek insan
gücü gereksiniminin ortaya çıkacağı bekleniyor. Yazılım ve iletişimin öne
çıkacağı bu yeni dönemde yazılım, bilişim teknolojileri ve geleneksel
mühendislik yetkinliklerini birleştirebilen inter-disipliner bazı yeni rollerin
ortaya çıkması olası (örneğin, dijital mühendislik). Bunun yanı sıra analitik
platformlar, algoritmalar geliştirecek, istatistik, veri mühendisliği, ileri
programlama, belirsizlik modelleme, patern tanıma ve öğrenimi, veri yönetimi ve
görselleştirme konularında yetkinlik sahibi kişiler önem kazanacak.
Belirli
bir ekonomik değere sahip canlı-cansız her nesnenin, internete bağlanarak
diğer objelerle iletişim ve etkileşim haline geçeceği ve böylelikle
akıllanacağı “Nesnelerin İnterneti” devrimi hızla gelişiyor. Tamamen bağlantılı
ve akıllı bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bu gelişim ve trend birçok alanda
etkilerini gösterecek. Sadece mobil platformlar değil endüstriyel alanlar da bu
devrimden etkileniyor, daha da etkilenecek ve hayatımızı daha verimli, güvenli
ve kolay bir şekilde sürdürebilmemizi sağlayacak.
Endüstriyel
devrim süreci geçmişten günümüze 4’e ayrılıyor. Endüstri 1.0 olarak da
adlandırılan birinci süreçte, su ve buhar gücü kullanımı ile çalışan mekanik
sistemler vardı(İlk mekanik dokuma tezgahı-1784). Endüstri 2.0 olarak
isimlendirilen ikinci süreçte ise elektrik enerjisinin kullanılmaya
başlaması ile seri üretime geçiş oldu(İlk hareketli band sistemi mezbahane
kullanımı-1870). Üçüncü ve şu an genel olarak yaşanan endüstri 3.0 süreci
ise, elektronik ve bilişim teknolojilerinin entegre kullanılması ile
başladı(İlk programlanabilir yönetim sistemi SPS-1969). Yeni başlayan dördüncü
süreçte ise sanal ve fiziksel sistemler entegre olarak kullanılacak. İnternete
bağlı her nesnenin üretim alanında daha fazla kullanımını içeren bu trend ile
birlikte endüstriyel alanda köklü değişimler olacak ve “Dördüncü Endüstri
Devrimi – Endüstri 4.0” olarak nitelendirilen yeni bir dönem başlayacak.
İnternetin üretimde kullanılması, iş geliştirmeden-mühendisliğe birçok yeniliği
de beraberinde getirecek.
Bu gelişmelerle üretim tesisleri; makinelerini, depo
sistemlerini, araç-gereçlerini küresel ağlara dönüştürecekler. Üretimde akıllı
cihazlar birbirleri ile gerçek zamanlı etkileşim kurarak daha verimli halde
çalışacaklar. Böylece ürün geliştirme aşamasında; tasarımdan gerekli
malzeme kullanımına, pazarlamadan sevkiyata birçok süreçte daha şeffaf ve
birbirine bağlı bir sistem kurulacak. Birbiriyle konuşan, bağlantılı makineler
ürünün kalite kontrolünü yapıp üretim sürecindeki hataları daha hızlı tespit
etmeyi sağlayacak .Tüm bu sürecin yönetildiği akıllı fabrikalarda büyük veri
analiziyle üretim daha verimli hale gelecek.
Örneğin
telefon üreten bir fabrika düşünelim. Telefon üzerindeki RFID çip üzerinden tüm
üretim bandı aşamalarında, sonrasında paket içerisinde sevkiyat anında, en
sonunda müşterinin eline uluşana kadar bütün süreçler real-time izlenebilecek
ve aksaklık durumunda müdahele edilebilecek. Cihazın herhangi bir arıza
durumunda da çip gerçek zamanlı olarak fabrikaya veri gönderecek ve problemin
çözülebilmesi sağlanacak. Üretim aşamasında arızalara-aksamalara karşı veya
tedarik zinciri bazlı problemlere karşı hızlı çözümler sunabilecek.
Endüstri 4.0 ile akıllı üretim tesisleri özel müşteri
isteklerini yerine getirebilecek ve tek ürünlerde daha verimli çalışabilir hale
gelecek. Prototip halindeki ürünlerin tasarım süreçleri 3D yazıcılar
kullanarak hızlandırılabilecek ve böylelikle kişiselleşen ürünlerin üretim
maliyetleri de azaltılmış olacak.
Sistemler insan iş gücünden ziyade daha çok teknoloji odaklı
akıllı makine kontrolüne geçecek ve böylelikle otonom fabrikalar kurulabilecek.
İş gücü sayısı azalacak ve bu noktada sosyo-ekonomik değişimler baş gösterecek.
Niteliksiz işçi sınıfı neredeyse bitecek.
0 yorum:
Yorum Gönder